Evet, bugün benim günüm çünkü ben öğretmenim.
Birçok insanın "yapılabilecek en kolay meslek" olarak gördüğü bir işte çalışıyorum. "Hiçbir şey olamazsan öğretmen ol" denilen bir dönemde tercih ettim bu mesleği. 5 yıldır canla başla icra etmeye çalışıyorum. Daha 20 yıl da buralardayım.
Kimi zaman siyasiler, kimi zaman veliler, kimi zaman yöneticiler, kimi zaman da öğrenciler tarafından horlanıyoruz. Bu mesleği yapan herkes gibi her sabah işe gitmek için biraz daha iyi bir neden arıyorum. Bazen bir öğrencinin yüzü, bazen başarılı olduklarında gözlerinde gördüğüm pırıltı beni okula götürüyor. Sanırım çok uzun yıllar da bırakıp gidemeyeceğim bir meslek bu. Öyle ki sadece "iş" veya "para kazanma" aracı değil benim için. Bunu ancak öğretmen olan biri anlayabilir. İçinde fazlaca insani duydular, vicdan, fedakarlık barındırıyor. İnanın sadece "iş" olsun diye bu meslek yapılmaz. Her gün aynı öğrencilere aynı şevkle ders anlatabilmek (hem de sürekli aynı dersi anlatabilmek) için farklı hislere ihtiyacınız var.
Öncelikle bu işi çok sevmek zorundasınız. Sevmeden yapılabilecek bir meslek değil. Her zaman il merkezinde güzel ve donanımlı okullarda çalışmıyorsunuz. Bu "güzel" okullara atanabilmek için meslekte uzun yıllarınızın geçmiş olması gerek. Yıllarca köyde, beldede, kasabada çalıştık, hala çalışan arkadaşlarımız var. Her gün kilometrelerce yol gitmek, sabah erkenden uyanmak, kışın kar yağdığında yolda mahsur kalmak gibi durumlar bizim için çok normal. Her zaman maddi durumu iyi öğrenciler ile de çalışamazsınız. Öğrencinizin sadece "kırmızı kalem" bile alamadığına ve tüm defteri tek bir kalemle yazdığına şahit olursunuz. İstediğiniz malzemeyi temin edemezler, öyle her etkinliği yapamazsınız, kaynak kitapları, çalışma kitapları olmadığı ve alamadıkları için ödev de veremezsiniz. Yani eğitim fakültesinde öğretilen her şey gerçek hayatta yalan olur.
Ama yine de, çalışma koşulları ne kadar kötü olursa olsun, mesleğini severek yapan bir öğretmen her ortamda sevinecek ve mesleğini neden seçtiğini hatırlatacak bir şeyler bulur. Birlikte kutlanan doğum günleri, gidilen geziler, törenlerde yapılan gösteriler ve onların hazırlıkları, etkinlikler, ... Bunlar aklımıza geldikçe çocuklara istesek de istemesek de bağlanırız. Her yıl 8. sınıfları mezun ederken hüzünlenir, gözlerimizden yaşları akıtırız.
Badimin çiçeği |
Öğretmenlik duygu işidir. Öğrenciniz düşer yaralanır, annesinden önce siz teselli eder, pansumanını yaparsınız. Başka bir öğrencinizin cebinde harçlığı yoktur, açlıktan başı döner, karnını doyurursunuz. Kalemi yoksa kalem, defteri yoksa defter, kitabı yoksa kitap alırsınız. Öğrenciniz kanser olur, üzülür ağlarsınız, ameliyat olur hastaneye koşarsınız, vefat eder, cenazede olursunuz. Bahçede kar yağarken montunu giymesi için sınıfa gönderirsiniz, ailesinin maddi durumu kötü ise öğretmenler odasında para toplar destek olursunuz... Daha çokçasını her gün ama her gün yaşarsınız.
En duygusal anlar da öğretmenler gününde yaşanır. Hediye alanlar, alamayanlar, kendi eliyle hazırlayanlar, üzerine kalpler yapıp "seni seviyorum öğretmenim" yazanlar... Aslında öğretmenler hediye beklemez, hatta ben kızarım, "Niye getirdiniz?" diye. Ama onlar yine de her yıl her yıl getirirler.
En duygusal anlar da öğretmenler gününde yaşanır. Hediye alanlar, alamayanlar, kendi eliyle hazırlayanlar, üzerine kalpler yapıp "seni seviyorum öğretmenim" yazanlar... Aslında öğretmenler hediye beklemez, hatta ben kızarım, "Niye getirdiniz?" diye. Ama onlar yine de her yıl her yıl getirirler.
Kayınvalidemin çiçeği - düşünceli kadın vesselam |
Dün, bu güzel gün için öğretmenler odasına 2 adet kocaman çiçek geldi. Biri sevgilim, hayat arkadaşım, eşim, canım Badimden; diğeri ise Badimin annesi, ikinci annemdem. Öğrencilerim de elimi kolumu çiçeklerle doldurdular. Çok mutlu oldum, duygulandım. Herkesin, tüm öğretmenlerin güzel bir gün, meslekte mutlu mutlu seneler geçirmesini diliyorum.
4 yorum:
Öğretmenler gününüz kutlu olsun öğretmenim:)
Artık insanlar öğretmenliği yapılacak en kolay iş olarak görmüyor belki, ama öğretmene saygı da yok. Özellikle veliler, hatta bunların bazıları öğretmen- diğer öğretmenlerin işine karışıyorlar, çocuklardan çok onlar okula gidiyorlar, beni en çok rahatsız eden durum bu.
Ve bir öğretmenin ne demek olduğunu çok güzel ifade etmişsiniz. Kimi zaman anne, kimi zaman abla, bazen doktor, bazen banka, bazen aşçı:)
Ve daha neler neler oluyoruz okulda...
Çok zor bir meslek olduğunu çalışırken her gün biraz daha fark ediyor insan. Ne kadar çabalarsan çabala mutlaka bir şeyler yarım kalıyor ve ne kadar uğraşırsak uğraşalım asla görev ve sorumluluklarımız bitmiyor. Hepimizin günü kutlu, mutlu olsun...
SAYFAMDA ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLADIM AMA BURDADA SEVE SEVE TEKRAR KUTLARIM
İYİKİ VARSINIZ
HAYIRLI GECELER
her zamanki gibi çok incesiniz,
çok teşekkür ederim.
Yorum Gönder
Bir blogun en çok ihtiyaç duyduğu şey yorumdur. İşte tam da bu sebepten, aklına geleni yaz...