1 Eylül 2013 Pazar

bir kadının kendini en mutlu hissettiği anlar

Gönderen Bestesiyleannesi zaman: Pazar, Eylül 01, 2013

Birden düşüverdi aklıma, yazayım dedim:))

  • Kuaför koltuğunda oturuyorsun. Saçların tam istediğin gibi olmuş. Yeni boyanmış, fönlü, havalı... Kalkıp montunu giyiyorsun ve dükkandan çıkıyorsun. Caddeye çıktığın anda sanki Miranda Kerr'sin! Bir havalı yürümeler, yolda yanından geçtiğin her aynada dönüp "nasıl olmuşum"diye kendine bakmalar. İşte o an sen mutlusun cicim.
  • Eve temizlikçi çağırmışsın ve kapıyı çekip işe gitmişsin. Tüm gün iş yerinde deli gibi çalıştıktan sonra mesain bitmiş ve eve dönmüşsün. Kapıyı anahtarla açıyorsun. Ev pırıl pırıl, mis gibi kokular yayılmış etrafa. Mutfağa başını şöyle bir uzattığında ne göresin, ocağın üzerinde 2 kap yemek. Dünyayı sana verseler bu kadar sevinmezsin eminim. 
  • 2 saattir alışveriş merkezinin altını üstüne getirmişsin. Alt tarafı bir pantolon alacaksın ama yok yok yok. Sonra bir mağazaya giriyorsun. Reyonlarda dolaşıp 3-4 pantolon seçiyorsun ve denemek için kabine giriyorsun. Sonunda 2 tane pantolonu gözüne kestiriyorsun. Ama fiyat etiketlerine baktığında yaşadığın tam bir hüsran. Cüzdanın ya da kredi kartı limitin sana "sakın 2. pantolonu alma" diyor. Sen de kabinde bir sol elindeki pantolona bir sağ elindeki pantolona bakıp karar vermeye çalışıyorsun. Acaba hangisi daha güzel, hangisi bana daha çok yakıştı, hangisini almalıyım? "Kafamda deli sorular..." modundan çıkıp "amaaaaan bütün gün çalışıp yoruluyorum, para kazanıyorum, 2 taneCİK pantolonu da hak ediyorum" diyerek 2 pantolonla birlikte kasaya yürüyorsun. Pantolonları görevliye uzatıyorsun. O da sana "1 ürün alana 2. ürün bedava hanımefendi, o yüzden sizden sadece 1 pantolon ücreti alıyorum" demez mi? "Allahım, sana geliyorum!" dediğini duyar gibiyim :))
  •  Uzun zamandır spor salonuna gidiyorsun. Yok koşu bandı, bisiklet, air walker, yok pilates, streching, jimnastik derken öldün bittin. Hele o güzelim çörekler, börekler, külliyen yalan oldu. Aç bilaç ortalarda gezerken harap ve bitap düştün. Günler sonra bir gün mağazaya girdin ve biraz da korkarak satış görevlisine "şu eteğin 36 bedenini deneyebilr miyim?" diye seslendin. Görevlinin sana bir bakışı var, "hayatta olmaz sana o etek" diyor başka da bir şey demiyor. Eteği alıp kabine giriyorsun ve o da ne? Fermuar yağ gibi hooop diye kendiliğinden yukarı çıkmasın mı? İşte o an giy o eteği, çık caddeye, yürü şöyle salına salına da endamını görsünler. Heyt be, mutluluk budur.
  • Müzmin bir Issız Adam tribi ile karşı karşıyasın. Sevgilin iyi hoş da "bağlanma korkum var", "evlilik fikrine uzağım" tarzı türlü türlü laflarla seni oyalıyor. Sen de tabi içten içe bu duruma içerliyorsun. Kimler kimler evlendi, bir sen mi kalacaksın bekar? Senin de acilen evlenmem lazım. Neyse, nihayet seninki insafa gelir ve sana evlenme teklif eder, nikah masasına oturursunuz. Nikah memuru sorduğunda öyle bir "eveeeeeeeeet" diye bağırışın var ki, karşıki dağlar inledi. İşte o an mutlusun bacım.

Devamı gelecek...

4 yorum:

Nesrin dedi ki...

Kuaförde mutlu olamayan tek insan benim galiba.
Hiçbir zaman istediğim gibi olmuyor.
Zaten saçım da fön de tutmuyor sanırım, düzleştiriyorlar, 2 dk sonra kabarmaya başlıyor :S

Mürvet Halidi dedi ki...

çok eğlendim okurken, devamını bekliyoruz: )

Bestesiyleannesi dedi ki...

En kısa zamanda devamını getiriyorum efendim :)

Bestesiyleannesi dedi ki...

Nesrin hanım, üzüldüm valla durumunuza :( ama dalgalı ve kabarık saçlarla da çok hoş modeller var artık, bence siz föne uzak onlara yakın durun :D

Yorum Gönder

Bir blogun en çok ihtiyaç duyduğu şey yorumdur. İşte tam da bu sebepten, aklına geleni yaz...

 

kırmızı kiraz Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea