Bir Badi klasiği: Gecemizi güzel bir film ile taçlandırdı.
Son zamanlarda izlediğim en kaliteli film. Yaşanmış olaylara ve gerçek hikayelere bayılan biri olarak Ray Charles'ın yaşamını anlatan bu film benim için muhteşemdi.
Ray küçük yaşta erkek kardeşinin ölümüne neden olur. İstemeden sebep olduğu bu olay onun tüm yaşamını etkiler. Daha ilkokul çağlarında bir çocukken glokom nedeniyle gözlerini kaybeder. Görme engelli biri olarak yaşamaya başlamasında ona en büyük desteği güçlü bir kadın olan annesi verir. Piyano çalmayı öğrenmesi ise onun tüm yaşamını değiştirir. Önce yaşadığı yeri terk edip Amerika'ya gider. Ardından küçük eğlence yerlerinde kör bir piyanist olarak harikalar yaratır. Ünü giderek artarken hayatına sayısız kadın girer. Çapkın bir adam olan Ray sonunda bir kadına aşık olur ve onunla evlenir. Bu sırada Amerika'da Anlantic Records'un kurucusu, Tarkan'ı da dünyaya tanıtan Türk müzik yapımcısı Ahmet Ertegün ile tanışır. İkisinin yolları kesiştikten sonra Ray Charles inanılmaz bir şekilde yükselir. Ardından daha büyük bir müzik şirketi ile anlaşarak jazz ve blues müzik alanında tarihe adını altın harflerle yazdırır. Müzikteki başarısı artarken eşini sürekli başka kadınlarla aldatması ve ailesine uzak kalması onu mutsuz eder. Tüm bu sorunların kaynağı ise uyuşturucu bağımlılığıdır. 2004 yılında 74 yaşındayken hayatını kaybetmiştir. Aslında film de 2004 yılında sinemalarda yerini almış, ancak Ray Charles bu filmi izleyemeden ölmüştür.
0 yorum:
Yorum Gönder
Bir blogun en çok ihtiyaç duyduğu şey yorumdur. İşte tam da bu sebepten, aklına geleni yaz...