Bugün itibariyle öğretmenlerin tatili başlamıştır. Okullar erken kapanıyor olabilir ama bizim tatilimiz her yıl 1 temmuz ve 1 eylül tarihleri arasındadır. Yani sanılanın aksine 3 ay değil bilfiil 2 ay yaz tatilimiz vardır.
Bu 2 aylık tatile ne kadar ihtiyacım vardı anlatamam. Çoğu insan 2 aylık tatilin uzun olduğunu söyler ama inanın bize ancak yetiyor. Bütün bir yılı koşturarak ve aşırı yorgun biçimde yaşıyoruz. Sabahçı bir öğretmen olarak benim mesaim 5 te uyanarak başlıyor ve gece 12 de hala yatamamış oluyorum çoğu zaman. Okuldaki işler 12.00-14.00 arası biter genelde ama okuldan sonra da eve getirdiğimiz işler nedeniyle aslında mesaimiz bayağı uzuyor. Her akşam ya yazılı okuruz, ya performans görevi, ya proje görevi. Bunların yanında mutlaka sınıf rehber öğretmeni olduğumuz öğrencilerin kişisel evrakları ile ilgili bir sürü işimiz olur. Anketleri ve çocuklara ait formları unutmayalım. Her evrakı aşağı yukarı 300 ile çarpmalısınız çünkü o kadar öğrencinin dersine giriyorum. Akşamları yemekten sonra kucağıma dizüstü bilgisayarımı alır artık Allah ne verdiyse 2 saat-3 saat çalışırız. E evli bir bayan olarak ev işleri, yemek, bulaşık, ütü, temizlik de unutulmasın lütfen. Offf, yazarken yoruldum, yaşarken yorulmamak mümkün mü:(
Öğretmenliğin kolay bir meslek olduğunu savunanlar çocuk sahibi olduklarında şöyle davranırlar: Çocuk yılın 9 ayı okuldadır ve ailenin kafası rahattır. 3 aylık yaz tatilinde anne baba tüm gün çocuklarla boğuşmaktan harap ve bitap düşer. "Eylül gelse de çocuk okula dönse, biz de rahatlasak biraz" diye düşünür. İşte tam o noktada bizim yorgunluğumuz başlar. 9 ay süren yorucu maratona start verilir. Evde 3 ay kendine ait 2 çocuğa zor dayanan birey "bu insanlar sınıfta aynı anda 40 tanesi, totalde okulda 1000 tanesi ile nasıl baş ediyor?" demez. Bizim yorulmaya hakkımız olmadığını, işimiz bu olduğu ve bu işten para kazandığımız için tatili dört gözle beklememizin bile yanlış olduğunu düşünür. Tuhaf...
Kim ne derse desin öğretmenlik hem bedeni hem zihni yoran bir meslektir ve biz bu yaz tatilini sonuna kadar hak ettik. Şimdi dinlenme, eğlenme, gezme, tozma, göremediklerimizi görme, gidemediklerimize gitme zamanıdır. İlk iş olarak da bugün 6 aydır görmediğim babama, baba ocağına, ailemin yanına koşuyorum. Açılın...:)
0 yorum:
Yorum Gönder
Bir blogun en çok ihtiyaç duyduğu şey yorumdur. İşte tam da bu sebepten, aklına geleni yaz...