Pazarları Badi'yle ne yapıyoruz biz, sabahları uzuuuun uzun gazete keyfi. Bu pazar da geleneği bozmadık ve gazetelerimizi didik didik okuduk. Hürriyet'in pazar ekinde Ceren Arseven'in yazısı dikkatimi çekti. Bebeklere doğumdan hemen sonra başlayıp taa 4 yaşına kadar yüzme eğitimi veren Aquababies'i tanıtıyordu. Dünyada pek çok ülkede şubesi olan bu kurum İstanbul'da Anadolu yakasında şube açmış. Buraya gelen anne ve bebekler birlikte yüzüyorlarmış. Zaten insan yavrusu dediğin 9 ay boyunca suyun içinde yüzen bir canlı. Dolayısıyla dışarı çıkar çıkmaz bu kadar uzun süre boyunca yaptığı bu etkinliği içgüdüsel olarak yapabilmesine şaşırmamak lazım. Bu merkezde yapılan, uygun, steril havuz ortamını sağlamak ve eğitmenlerle bebeklerin daha uzun süre nefesini tutabilmesini ve daha doğru stillerde yüzebilmesini sağlamakmış. Valla ben ne anneyim ne de yeğenim falan var. Ama bir su delisi, bir dalış sevdalısı, bir deniz manyağı olarak suyla ilgili her haber benim ilgimi çektiği için bir çırpıda okudum ve bu fikre bayıldım. Ancak bu merkezin sadece İstanbul'da olması işin en can sıkıcı yanı. Daha çocuğum yok, pazar pazar çocuğuma nerde yüzme öğreteceğimin tasası tuttu. Hakikaten kadın olmak zor:!
Eğer bebeğiniz varsa, İstanbul'daysanız, ücreti de makulsa bi düşünün derim. 0-2 yaş döneminde yaşanan/öğrenilen her şey ölene kadar kalıcı hafızada saklanıyor. Yüzme işini öğrenmesi ileriki yaşlarda kabusa dönüşebiliyor. Misal ben, daha bebeciklikten yazlarını suda geçirmeye başlamış biri olarak kendimi şanslı görüyorum. Anne de baba da yüzmeyi ve denizi sevince bizim yaz aylarında pazar günlerimiz denizde geçerdi. Annem, babam, kardeşim ve ben arabaya doluşup hem piknik yapmaya hem de deniz girmeye sahil yerlerine giderdik. Altımda bezim var, yürümeyi beceremiyorum, suya koşarken fotoğraflarım çekilmiş. Daha o zamandan var yani merak. Babam elimden tutar denize yürütür, suya bırakırmış beni. Tabi annem feryat figan, aman ölecek, boğulacak, naptın sen nidaları eşliğinde dövünürken ben çırpına çırpına suyun üstünde kalırmışım. Kardeşimle en keyifli anlarımı suda ve deniz kenarında geçirmişimdir. Kardeşler için inanılmaz paylaşımlar kaynağıdır su. Dibe dalarsın, kum, taş çıkarırsın, bir nesneyi (genellikle kafamdaki toka) uzağa atıp kim daha önce gidip bulacak yarışı yaparsın, sudan deniz anası toplar, bi kaba koyar bakar bakar eğlenirsin, balık tutar, onu yaşatmaya çalışırsın, yüzme yarışı, suda nefesini daha uzun süre tutma yarışı, daha uzun süre kulaç atma yarışı yaparsın,.... liste uzar gider. Ve çocuk tüm enerjisini suda harcadığından eve gelince fıstık gibi yemek yer, tabakla peşinden koşmazsın:) Kilo alıp obez de olmaz, çünkü yediğinin 2 katını yakmıştır zaten az evvel. Velhasıl su ve çocuk, süper ikilidir. Eğitim alacak, sen de biraz dikkat ediceksin, su hijyenikse, ortam güvenliyse sal çocuğu suya gitsin. Bebek dediğin doğuştan biliyor zaten yüzmeyi de kullanmaya kullanmaya köreliyor sonraları bu yetenek. Tavukların uçmaya uçmaya uçamayacak şekilde evrimleşmesi gibi, sadece daha kısa sürede yaşananı.
Tabi sonraları yazlık satın alınması ben ve kardeşimde "cennete mi düştük acaba biz?" hissi yaratmıştı, ne mutlu olmuştum. Yaz tatilinde 3 hatta 4 aya yakın süre denizdesin, hem de her gün, hem de sabahtan akşama kadar. Sonra sonra kardeşceğizim dalışa merak saldı, zıpkınla balık avlıyor. Ben de arada ona eşlik ediyorum tabi. Şimdi turizm ve otel işletmeciliği okuyor, sebebi belli:))) Bense hayatımın hatasını yapıp denizi olmayan bi şehre yerleştim:( Bu da en büyük pişmanlığım olarak kalıcak sanırım. Neyse ki annemlerin yazlık var, oraya kaçıyorum. E bi de Badi'yle tatile gidiyoruz, idare ediyorum işte:( Bana kalsa suyun içine taşırım evi, daha da tövbe çıkmam.
Kıssadan hisse, siz siz olun, çocuğunuzu sudan uzak tutmayın. Evde leğende, küvette, şişme havuzda, denizde yüzdürün gitsin. Zarar gelmez... Bi bakın Allah aşkına şu yandakilerin keyfine. Sakın ola ki kendiniz korkuyorsunuz diye çocuğu kurak ortamda yetiştirmeyin, başka sporla ilgilensin, su tehlikeli diye geçiştirmeyin. Yüzme eğitimi 'almayana' tehlikelidir su. Öğrenene şahanedir, candır. Şahsen ben çocuğum olduğunda aynen böyle yapıcam. Nerde bi su birikintisi görsem içine atarım gibi geliyor:))
Son 2 yazım da bebeklerle ilgili oldu, hadi hayırlısı:))
0 yorum:
Yorum Gönder
Bir blogun en çok ihtiyaç duyduğu şey yorumdur. İşte tam da bu sebepten, aklına geleni yaz...